31 Ekim 2007 Çarşamba

Abi

Candır, candan ötedir. Hele ki aranızdaki yaş farkı yediden fazlaysa (bu yediye dikkat, çok can alıcı bir sayı verdim) sizin için anlamı çok çok daha başkalaşır.

Daha ilk çocukluk yıllarınızın gülen yüzüdür o. Henüz aklınız yerinde değilken, her gördüğünüz nesnenin "agu agu" olarak yazılıp, yazıldığı gibi okunduğunu sanıyorken -yaşı size yakın olduğundan olacak- onun bir anne-babadan başka bir şey olduğunu anlarsınız. Siz büyümeye devam ettikçe, o da sahip olduğu o yeri sağlamlaştırmaya devam edecektir.

Mahallenin küçük çocukları evlerinde tuvalet eğitimi alırken siz abiniz sayesinde üç tekerlekli bisikletinizi sokakta sürebilirsiniz. Eğer abiniz sokakta oyuna devam ediyorsa hava kararsa bile siz de onunla biraz daha dışarıda kalabilirsiniz.

Abinizin ilgi alanları sizi de yönlendirir. Gazetelerin verdiği karton maketleri oturup beraber yapar, tuttuğunuz takımın maçlarını beraber izler, küçük oyuncak adamlarla maç yaptırır, videocuya gider film kiralar, sonra oturup beraber izler ve bunun gibi bir sürü şeyi beraber yapabilirsiniz.

Evde belki bir de ablanız vardır ama eğer erkekseniz, abla asla abinin yerini tutmaz. Abla kızdır, kızlar erkekleri sevmez, erkekler kızların saçlarını çeker, kızlar erkeklerden gizli gruplaşır, onların oyunlarını bozmak için planlar yaparlar, erkekler de kızların saçlarını bir daha çekerler. Bu nedenle ne kadar çok sevseniz de ablanız sizin için karşı saftandır.

Karakter olarak farklı olsanız da abinizle çok şey paylaşabilirsiniz. Siz Supaplex, Monkey Island, Lure gibi zeka-mantık-adventure oyunlarını seviyorsanız o gelip "hocam bu zeka oyunları beni bayıyor, yok mu şöyle vurdulu-kırdılı bir şey" der ve onun istediği oyunları açar beraber oynarsınız. Arkadaşla oynamaktan farklıdır, sıra kavgası yoktur onunla. Bilakis beraber bir şeyler yapıyor olduğunuz için mutlu olursunuz.

Büyüdüğünüzde de abinin rolü değişmez. Koruyan, kollayan, bir yandan da hayatı öğretendir. İlk aşk acılarınızı yaşarken soluğu abinizin iş yerinde alabilirsiniz, size kola ısmarlar, birazcık para verir. Evde sizi mutsuz görürse alır dışarı çıkartır, sinemaya götürür, McDonald's ısmarlar. Evde doğum günlerinizi o düzenler, gider pasta-kola alır. Hatta sevgilinizle kavga ettiyseniz sizi karşısına alıp "Oğlum bunların aybaşısı olur, yılbaşısı olur. Dert etme bu kadar" diyen de yine odur.

Sonra bir gün gelir evlenir, başka bir şehre taşınır. Yıllarca aynı odayı, aynı ranzayı altı-üstlü paylaşmış olsanız da gidip bambaşka bir hayat kurar kendine. Artık eskisi kadar sık göremiyorsunuzdur onu çünkü başka sorumlulukları vardır. Görüşme sıklığınız ayda bire, bazen iki ayda bire düşer. Ama o abidir işte, o hep bildiğiniz sizden daha sert, sizden daha olgun, hayatı sizden daha kolay kabullenebilen, sizden daha az kırılgan adamdır. En kötü anlarınızda yine sizi gülümsetecek olandır, başınız sıkıştığında arayacağınızdır. Çocuklarını (yeğenlerinizi) kendi kardeşinizmiş gibi seveceğinizdir abi.

Candır, candan da ötedir.

----------spoiler-------------

Soğuktan çift atlet, çift çorap giydiğinizi görürse "Hocam sen de rahmetli dedemi geçtin yahu!" da der, demişliği vardır.

----------spoiler--------------