1 Mart 2009 Pazar

Kırmızı BMW

Söke'de güzel bir akşam... Mehmet Üstad haftada en az bir kez yaptığı üzere bizi akşam yemeği için arabasıyla Kuşadası yolunda makarna yiyebileceğimiz güzel bir yere götürüyor. Arabası 1994 model, parlak kırmızı, otomatik vites bir BMW...

Keyifler yerinde, sohbet ediyoruz. Üstad kibarlığıyla, konuşurkenki naifliğiyle rahatlatıyor bizi. Bir miktar da alkol aldığından, dönerken arabayı bana veriyor.

BMW'nin şoför koltuğunda oturmak çok güzel bir duygu. Araba ağır, koltuk hafif aşağıda, direksiyon geniş...

Söke girişinde çevirme var, polis durduruyor. Pencereyi açıp "iyi akşamlar, memur bey" diyorum. "Ziraat Bankası değil mi?" diye gülümsüyor polis. "Sizin aracı Şubenin önünde görüyorum." diye de ekliyor. Ben alkol kontrolü için hazırlanırken polis "Şey soracaktım; bizim Key'ler ödeniyor mu?" diye soruyor. Ben gülmemek için kendimi tutarken üstad polisin merakını gideriyor ve kahkahlar eşliğinde çevirme noktasından ayrılıyoruz.