17 Şubat 2010 Çarşamba

Dankek Magma

Geçen sene Ordu'dan Ankara'ya dönüyorum. 46 numaradayım, en arkada, sağ dip.

Kek dağıtılıyor otobüste. O keki bedavaya verseler yemezsin dışarda. Ama o an öyle kıymetli ki... Gözünle takip ediyorsun sırayı, iki öndekiler ne istedi, çay mı kahve mi? Böyle zaman geçiriyorsun. Yoldan bir yarım saati yiyor o servis faslı. zaman geçiyor, güzel bir uygulama...

Neyse baktım kek "dankek magma". Karnım da hafiften zil çalıyor... Muavinin kucağında bir kutu, oradan alıp alıp veriyor. Önümdekilere veriyor, yanımdakilere veriyor. Bana geliyor sıra, heyecan doruğa ulaşıyor. Adam kutuya bir bakıyor, kek bitmiş.

Gidiyor yine rafları falan arıyor. Birkaç kutuya bakıyor. Sonra yanıma gelip "abi kusura bakma, o kekten kalmamış." diyor ve önüme iki adet üzümlü dilim kek koyuyor.

Yemiyorum kekleri, başımı camdan dışarı çeviriyorum. Hayatın anlamını sorguluyorum...