12 Şubat 2010 Cuma

Metro Turizm - Sivas

Metro Turizm'in saçma sapan bir otobüsündeyim. Bavulumu verirken muavin "ne kadar ağır, nasıl koyayım bunu?" dedi. Adamda bel fıtığı varmış. Sonradan sohbetimizde anladığım kadarıyla 50 yaşında birisi. "Her hafta çıkmıyoruz sefere, Metro Turizm'in joker aracıyız" dedi. Iskarta da aynı kapıya çıkıyor Türkçe'de ama joker daha çok hoşuna gitmiş bir tabir sanırım.

Ben de hoşnut değilim aslında bavulumdan. Ama yapacak bir şey yok... Evimi sırtımda taşıyorum.

Bugün kabaca bir hesap yaptım. 17 aydır turnedeyim. Bu da yaklaşık 70 hafta eder. Bu 70 haftanın en az 60'ında haftasonu için evime dönmüşümdür ki, bu 120 otobüs yolculuğu eder. Her otobüs yolculuğunda birkaç kişiyle tanışmış olsam geniş bir çevrem olurdu sanıyorum ki...

Dandik bir otobüs demiştim değil mi? İlk düştüğümüz kasiste, yanımdaki yolcu kahvesiyle gusül abdesti aldı. Lütfedip dökülen kahve için peçete bile vermediler çocuğa. Ben yardımcı oldum, kolonyalı mendil bile verdim.

Yolculukta kek dağıtmadılar. Oysa o saçma kek için otobüse binen bile var. Bir de mola yerinde aynı kekten satılıyordu. İlginç... Alıp yiyeceksin aslında. "Siz dağıtmadınız ama bakın ben yiyorum."

Asker sevkiyatı varmış. Otobüs asker adayı genç dolu. Film olarak da "Nefes - Vatan Sağ Olsun" yayınlıyorlar. "Ben gitmiyorum arkadaş" deyip aşağı inenler olabilir.

Şoför elindeki kağıtta bir şeye bakabilmek için bütün ışıkları yaktı. Uyuyanlar uyandı. Otobüsün içinde minik çaplı bir reset...

Yolculuklardan sıkıldım.