27 Haziran 2007 Çarşamba

Heart Shaped Box

Ben kapalı bir kutuyum. Pek çok kişi sadece bir tek yüzümü biliyor. Dostlarım bir gün beni tanıdıklarını düşündülerse de, bu birkaç nedenle olmuştur: Ya çok neşeli, her sohbetten bir komedi çıkartabilen, bütün kusurlarına gülüp, hayatın kendisine oynadığı oyunların arka planına kendince müzikler yerleştirebilen, biraz pervasız, biraz vurdumduymaz hâlimi görmüş, benimsemişlerdir; ya müziklerimi, yazılarımı incelemişler, hayatı algılayışımdaki sancıları, yalnızlıklarımı, yitirilmişliklerimi, yazgımı sorgulayışımı görmüşler ve beni anladıklarını düşünmüşler; ya da çevremizde kimsenin olmadığı, kendimi tamamen kendilerine adayabildiğim dakikalarda bizzat benim ağzımdan beni dinlemişler, aslında bütün kalbimle inandığım şeylerin olduğuna, onları dile getirirken sesimin nasıl titrediğine, çocuk kalbimle ve bütün saflığımla dünyanın bir gün çok çok iyi bir yer olabileceğine olan inancıma şahit olmuşlardır da, beni tanıdıklarını düşünmüşlerdir. Oysa düşünüyorum da ne yazılarımı okuyan, müziklerimi tanıyanlarla görüşüp dost olmaya ve neşeli yönümü göstermeye, ne beni neşeli bilenlere daha inançlı, daha çocuk yüzümü göstermeye, ne de bir gün oturup kalbimi açtığım insanlarla bir daha görüşmeye cesaret edebilmişimdir. Hayatım sanki insanlara bütün yüzlerimi göstermekten çekinerek, beni daha kolay algılayabilecekleri hâlimi gözlerinin önüne sermek, idraki ve intibakı daha zor olanları ise şapkamın içinde saklamakla geldi geçiyor.

Sanırım bir iki tane de olsa gerçek dostlarım var. Onlar da karmaşık hayatımın iç içe geçmiş vektörlerinin bileşkesini görmüş olanlardır. Ve geri kalanlar için tamamen kapalı bir kutuyum ben...