21 Haziran 2007 Perşembe

Tutsak

Çocukluğumdan beri -içimden- kendimle ve insanlarla sık sık konuşurum. Onlara aslında hiç söyleyemeyeceğim şeyleri söyler, aslında hiç yapmayacağım şeyleri yaptığımı hayal eder, onları ilk gördüğüm yerde bu düşüncelerimi gerçekleştirme kararı alır ancak kısa bir süre sonra da bu kararlarımı aşırı duygusallıkla verdiğim anlık tepkiler olarak görürüm. Büyüdükçe bile, her ne kadar bu konuşmalarımın hiçbir zaman ses tellerimde titreşip dışarı çıkacak kelimelere bürünmeyeceğini bilsem de bu huyumdan vazgeçmedim. Gemimde oturup, gökyüzüne bakarken kurduğum bütün bu düşler, bana en sonunda ne kadar yalnız olduğumu hatırlatsalar da, aslında beni yalnızlığımdan koparıp alan şeylermiş meğer.

En iyi dostlarım kalbimin içinde ve sadece benim istediğim şekilde görünmek gibi bir tutsaklıkta yaşıyorlar..